24 Temmuz Sansürün kaldırılışı ve Basın Bayramı dolayısıyla Zonguldak Polis evinde protokol ve gazeteciler kahvaltıda buluştu.
Zonguldak Gazeteciler Cemiyeti’nin Zonguldak Valiliği ile ortak düzenlediği kahvaltı programına; Zonguldak Valisi Osman Hacıbektaşoğlu, Zonguldak Vali Yardımcıları Muammer Balcı, Halis Hacıismailoğlu, Fatih Baysal, BEÜN Rektörü İsmail Hakkı Özölçer, Zonguldak Emniyet Müdürü Sinan Ergen, İl Jandarma Komutanı Barış Cücen, İl Gençlik Spor Müdürü Halil Hacı, AFAD Müdürü Ahmet Güngör, ZGC Başkanı Derya Akbıyık, KGD Başkanı Bahattin Arı ve kentte görev yapan bir çok gazeteci katıldı.
Programda konuşma yapan Zonguldak Valisi Osman Hacıbektaşoğlu, dün yangında hayatını kaybeden orman işçisi ve AKUT personeline baş sağlığı dilerken kentte görev yapan gazetecilerin gününü kutladı.
Vali Hacıbektaşoğlu konuşmasında;”
Gazeteci arkadaşlarımızla, basın mensuplarıyla hasbihal etmek, onlarla bir araya gelmek, onların duygularını paylaşmak ve yine bir kahvaltı, bir sofra etrafında buluşmak için toplandık. Bu mütevazı sofrada bulunduğunuz için çok teşekkür ederiz. Öncelikle, Basın Bayramınız kutlu olsun.
Tabii, dün itibarıyla, dün akşam tüm ülkemizi derinden üzen bir haber aldık. Günlerdir, hatta mevsim başladığından beri ülkemiz orman yangınlarıyla mücadele ediyor. Dün akşam, Eskişehir-Afyon yangınını söndürmeye çalışan beş orman işçimizi ve beş AKUT personelini, gönüllü kahramanlarımızı kaybettik. Toplamda on kahramanımızı yitirdik.
Ailelerine başsağlığı diliyorum, Türk milletine başsağlığı diliyorum. Acılarını derinden hissediyor, paylaşıyoruz. Allah ailelerine sabır versin. Yangınlarla mücadele eden tüm ekiplerimizi korusun, onların yardımcısı olsun. Hepimiz adına, hepiniz adına bunu ifade ederek sözlerime başlıyorum.
Birkaç şeyi de özellikle ifade etmek istiyorum.
Değerli basın mensubu arkadaşlarım; sizler zaten demokrasilerde “dördüncü kuvvet” olarak anılırsınız. Anayasa; yasama, yürütme ve yargı olmak üzere üç erkten oluşur. Basın ise dördüncü erk olarak görülür. Bu çok önemlidir, çok kıymetlidir ve doğrudur. Gerçektir.
Gerçekten, eğer bugün Cumhuriyetimiz güçlüyse, demokrasimiz güçlüyse, bunda basının ve basın mensuplarının çok büyük payı vardır. Bugün bu ülkede güzel şeyler olduysa, oluyorsa, bunda da büyük katkınız vardır. Bundan sonra da eksiklerimizi tamamlamak, daha iyiye ulaşmak için yine özgür ve güçlü basının, temiz vicdanların, derdi insanlık olan, ülkesi, toplumu, yaşadığı şehir ve hatta dünya için kaygı duyan basın mensuplarının çok büyük etkisi olacaktır.
Bu sadece Zonguldak için değil, ülkemiz ve dünya için de böyledir. Onun için çok önemli bir iş yapıyorsunuz, çok önemli bir görev üstleniyorsunuz.
Şunu da büyük bir memnuniyetle ifade etmek isterim: Gerçekten Zonguldak basını çok etkili. Ustaları var, yön gösteren büyükleri var, iyi gazetecileri var. Gerek görev yaptıkları basın kuruluşlarında, gerek teşkilatın içinden gelen deneyimleriyle ve bugün sahada çalışan genç arkadaşlarımızla gerçekten bu işin hakkını veriyorlar.
Tüm samimiyetimle söylüyorum; çok yetenekli arkadaşlarımız var. Yerelde görev yapmalarına rağmen, ulusal basındaki pek çok kişiden daha yetkin gazeteciler Zonguldak basınında görev yapıyor. Bunları takip ediyor, gurur duyuyoruz.
Gerçekten yaptığımız her işte, eleştirilerinizle, katkılarınızla, kamu adına yapılan tüm hizmetlerin topluma ulaşmasında en büyük aracı sizsiniz. Bu iletişimi sağlayan sizsiniz, sizin kurumlarınız ve sizin emekleriniz.
Bunun için sizlere bir kez daha, kendi adıma, tüm arkadaşlarımız ve gruplarımız adına şükranlarımızı iletiyorum. Bu basın bayramında da minnetimizi ve teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Bu meslek gerçekten çok meşakkatli. Her zaman ilk kim gider? Polis gider, ambulans gider… Bir de gazeteci gider. Bazen öncesinde, bazen hemen sonrasında… Ama genelde olay anında orada olurlar. Yedi gün, yirmi dört saat; yağmurda, çamurda, sıcakta, her koşulda oradadırlar. Bazen kamuoyunun bilmediği, bize ulaşmayan bir bilgi, size ulaşır. Bu da mesleğin doğasındandır.
Dolayısıyla bu iş gerçekten zor bir meslektir. Ve diğer mesleklerle karşılaştırıldığında; imkânlar açısından çok daha az destekle yürütülen, gönül işiyle yapılan bir meslektir. Bu iş maddiyatla ölçülebilecek bir şey değildir. Tıpkı kamu görevi gibi… Zaten basının bir kamu görevi olarak tanımlanması da buradan gelir.
Sizler büyük fedakârlıklar yapıyorsunuz. Bu meslek para vaad etmez; şeref vaat eder, haysiyet vaat eder, onur vaat eder. Ve bu onurun hakkını sizler veriyorsunuz.
Yine de dilerim ki, çok daha iyi imkânlara kavuşursunuz. Daha rahat, daha sağlıklı ortamlarda haber üretme şansınız olur. Bu alandaki tüm taleplerinizin karşılık bulmasını temenni ediyorum” ifadelerine yer verdi.