Zonguldak Valiliği’nin 2016 yılında kamuoyuna duyurduğu ve 2020’de restorasyon çalışmalarına başlanan “Üzülmez Kültür Vadisi” projesi, endüstriyel mirasın kültür, sanat ve turizm amaçlı değerlendirilmesi hedefiyle büyük umut yaratmıştı. Ancak geldiğimiz noktada, bu kapsamlı ve ödüllü projenin özünden uzaklaştırıldığı, kamu yararını ikinci plana atan kararlarla büyük bir fırsatın heba edildiği görülüyor.

BAŞLANGIÇTA UMUT VAAD EDEN BİR PROJEYDİ

Proje, Türkiye Taşkömürü Kurumu’na (TTK) ait olan ve hazineye devredilen Üzülmez Eski Lavuar ve Atölye yapılarının, 100 dönümlük bir alanla birlikte kültür ve turizm odaklı yeniden işlevlendirilmesini amaçlıyordu. Batı Karadeniz Kalkınma Ajansı (BAKKA) tarafından desteklenen proje, Ulusal Mimarlık Ödülleri’nde koruma dalında ödüle layık görülerek mimarlık çevrelerinde de takdir toplamıştı.

RESTORASYON BİTTİ, KAMUSAL İŞLEV BAŞLAMADI

Ancak, restorasyon süreci boyunca projede hedeflerden sapıldığı, kullanım ve işletme kararlarının sürekli değiştirildiği, yürütücü kurumlar arasında uyum sağlanamadığı gözlendi. Restorasyon ve yapısal güçlendirme işlemleri tamamlanmasına rağmen, alan uzun süre halkın kullanımına açılmadı ve işlevsiz bırakıldı.

SON KARARLAR KAMUSAL YARARA AYKIRI

2025 yılı itibariyle alınan yeni kararlar ise kaygıları daha da artırdı. Taş lavuar yapısının Kömür Jeoparkı Müze/Ziyaretçi Merkezi yerine yalnızca Jeopark kurum ofisi olarak kullanılması, karşısındaki atölye binasının ise BAKKA ofisi olarak tahsis edilmesi kararlaştırıldı. Bu durum, projenin temel amacından tamamen sapıldığını gösteriyor.

KÜLTÜREL MİRAS OFİS ALANINA DÖNÜŞÜYOR

Jeopark kavramı; doğal, kültürel ve endüstriyel mirasın halka açık, katılımcı ve eğitici biçimde korunmasını hedefler. Ancak lavuar binasının yalnızca kurum ofisine dönüştürülmesi, bu işlevi neredeyse tamamen ortadan kaldırıyor. Aynı şekilde BAKKA’nın geçici ofis taşıması, bu değerli kamusal alanı fiilen halkın erişimine kapatıyor.

İZİNSİZ MÜDAHALELER VE YAPISAL DEĞİŞİKLİKLER SORUMLULUK DOĞURUYOR

Üstelik, tescilli yapılarda herhangi bir Koruma Kurulu kararı olmadan yapılan fonksiyon değişiklikleri, yapıya ilave kapı ve pencereler takılması gibi yapısal müdahaleler, hukuki ve idari açıdan sorun teşkil ediyor. Bu tür uygulamalar, koruma mevzuatına açıkça aykırı.

ZONGULDAK’TA KÜLTÜR-SANAT ALTYAPISI ZATEN SINIRLI

Zonguldak gibi kültür altyapısı sınırlı olan bir kentte, Üzülmez Vadisi’nin gerçek işlevinden uzaklaştırılması sadece bir kamu zararı değil, aynı zamanda toplumsal belleğe büyük bir darbe anlamına geliyor. Mevcut kültür yapıları — Atatürk Kültür Merkezi, Güzel Sanatlar Galerisi, Belediye Kültür Merkezi — çağdaş sergileme ve üretim için yetersiz kalıyor.

AVRUPA KENTLERİNDEN ÖRNEKLER VAR

Zonguldak gibi endüstriyel geçmişe sahip pek çok Avrupa kenti, kömür sonrası dönemde endüstri mirasını kültür, sanat ve turizme dönüştürerek başarılı örnekler sunmuştur. Bu modeller, kent yöneticileri tarafından da yerinde incelenmiş ve örnek alınmıştır.

MİMARLAR ODASI: “KARARDAN VAZGEÇİN”

Mimarlar Odası Zonguldak Temsilciliği, yaptığı açıklamada Zonguldak Valiliği ve ilgili tüm kurumları bu karardan geri dönmeye çağırdı. Açıklamada, “Üzülmez Kültür Vadisi’ni kamusal, katılımcı ve çağdaş kültür-sanat yaşamının bir parçası haline getirecek adımlar acilen atılmalıdır,” denildi.

KAMU KAYNAKLARI VE TOPLUMSAL BELLEK KORUNMALIDIR

Mimarlar Odası, bu tür kıymetli alanların ofis çözümleri için değil, halkın kültürel gelişimi için kullanılması gerektiğini vurguladı. Projeye başından beri destek veren kurumların bugün bu yapıları kendi kullanımına alması, hem etik hem de hukuki açıdan tartışmalı bir tablo ortaya koyuyor.

Kaynak: Haber Merkezi