CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar'ı Silivri Cezaevi'nde ziyaret etti. Tanrıkulu, "Türkiye'de adil yargılamayı, adaleti ve hukuku yeniden inşa edeceğiz ve bu dönem de kapanacak. Bundan yurttaşlarımız emin olsunlar. Arkadaşlarımız, dostlarımız eziyet çekiyorlar, zulüm görüyorlar. Zalimce davranış uygulanıyor ama bunun sonunda da Türkiye’de demokrasiyi, adaleti, barışı inşa edeceğimiz konusunda da hiçbir kuşkumuz yok" dedi.
Tutuklu CHP'li belediye başkanlarına ve siyasilere yönelil Silivri Cezaevi'nde ziyaret gerçekleştiren CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu bir dizi açıklamalarda bulundu. Dün tutuklanan Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar'ın moralinin yerinde olduğunu kaydeden Tanrıkulu şöyle konuştu:
"Genel Başkanımız şu anda cezaevinde bulunan dostlarımızla görüşüyor. Biraz sonra burada zaten kendisi açıklama yapacak ve siyasi değerlendirmelerde bulunacak. Dün itibarıyla Adana Büyükşehir Belediye Başkanımız ve Türkiye Belediyeler Birliği Başkan Vekili Zeydan Karalar maalesef tutuklandı ve o da cezaevine kondu. Kendisini biraz önce ziyaret ettik. Son derece iyi, morali yerinde ve bütün dostlarına, bütün Adanalılara selam ve sevgileri var."
Cezaevlerindeki siyasilerin sayısının günden güne artığını vurgulayan Tanrıkulu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Cezaevindeki siyasi nüfus her geçen gün artıyor maalesef. Bu siyasi nüfusun artması aynı zamanda Adalet ve Kalkınma Partisi'nin acizliğini gösteriyor. Bugün yapılan operasyonda da cezaevinde bulunan dostlarımızın şoförleri, yardımcıları gözaltına alınmış. Eğer Adalet ve Kalkınma Partisi'nin yargısı şoförlere kadar düşmüşse ve onlardan delil üretme çabası içine girmişse, bu soruşturmanın nasıl yürüdüğünü takdiri kamuoyuna bırakıyoruz. Yani sonuçta herkes, bu hayatın olağan akışı içerisinde, kendisiyle ilgili mutlaka yanında yardımcıları olur. Şoför, danışman, özel kalem, koruma gibi. Bunlar sonuçta siyasetçilerin yardımcılarıdırlar ve hayatı bunlarla kolaylaştırırlar.
"Siyasi rekabet böyle olmaz ve siyasi aklın yerine yargının aklı geçmez"
Siyasetin de hukukun da yazılı olmayan kuralları var. Bir de nezaketi var. Kan davası gibi aynen. Yani kan davasında da husumetliyle kavga edersiniz, düşmanlık yaparsınız. Ama onun özel alanına girmezsiniz. Girerseniz eğer örfü bozarsınız, o örfün dışındaki eyleme de açık hale gelirsiniz. Bakın, kan davasında böyledir. Bugün Adalet ve Kalkınma Partisi'nin yaptığı budur. Örfü, adeti, adeti, nezaketi ortadan kaldırıyor. Korumaya, özel kaleme, şoföre ve aileye, kardeşe, eşe, çocuğa bu işi uzatacak kadar çaresizlik içerisinde nezaketten, örften, adetten, hukuktan ve tahammülden uzak hâlde. Bunu bir kez daha düşünmelerini kendilerine salık veriyorum. Siyasi rekabet böyle olmaz ve siyasi aklın yerine yargının aklı geçmez.
"Arkadaşlarımız, dostlarımız eziyet çekiyorlar, zulüm görüyorlar"
Bu cezaevi yapıldığı zamandan bu zamana geçen sürede, avukatlığım döneminden bu yana ve şimdi siyasetçi olarak duruşmalara geldim, gittim ve cezaevinde tutsaklarla görüştüm. Bu cezaevinin inşası, hizmete alımı ve şimdiye kadarki süreç Adalet ve Kalkınma Partisi döneminde oldu. Yani bir başka siyasal iktidardan devralmadı. O zamandan bu zamana Türkiye’de, hem bu cezaevinin içerisinde hem önceki süreçte hem de yargılamalarda maalesef hukuk dışı, yargı dışı, teamül dışı uygulamalar var. Bunları bir kez daha burada mahkum ediyoruz. Dilerim onların dönemiyle sonlanır. Çünkü biz Türkiye'de adil yargılamayı, adaleti ve hukuku yeniden inşa edeceğiz ve bu dönem de kapanacak. Bundan yurttaşlarımız emin olsunlar. Arkadaşlarımız, dostlarımız eziyet çekiyorlar, zulüm görüyorlar. Zalimce davranış uygulanıyor ama bunun sonunda da Türkiye’de demokrasiyi, adaleti, barışı inşa edeceğimiz konusunda da hiçbir kuşkumuz yok."





