Zonguldak’ta hayata geçirilen üst geçit uygulaması, Mimarlar Odası Zonguldak Temsilciliği’nin sert eleştirilerine konu oldu. Yapılan yazılı açıklamada, söz konusu uygulamanın yalnızca bir altyapı yatırımı olmadığı vurgulanarak, karar alma süreçlerinde kamu yararının, erişilebilirliğin ve kent kimliğinin göz ardı edildiği ifade edildi.

Mimarlar Odası Zonguldak Temsilciliği, yaya güvenliği gerekçesiyle inşa edilen üst geçidin, kamu yararı ilkesini gerçekten karşılayıp karşılamadığının kent halkı tarafından sorgulandığını belirtti. Açıklamada, “Kamusal bir yatırımın yapılmış olması, onun doğru ve nitelikli olduğu anlamına gelmez. Kamu adına alınan her karar, kamuya karşı hesap verme sorumluluğu taşır” denildi.

Oda tarafından yapılan açıklama şu şekilde;

"ÜST GEÇİT DEĞİL, KENT HAKKI VE HESAP VERME MESELESİ

Zonguldak’ta son dönemde hayata geçirilen üst geçit uygulaması, kentimizde kamusal alanlara ilişkin kararların nasıl alındığını ve hangi önceliklerle yürütüldüğünü açık biçimde ortaya koymaktadır. Yaya güvenliği gerekçesiyle yapılan bu uygulama, bugün kamu yararı ilkesinin gerçekten gözetilip gözetilmediği sorusunu kent halkının gündemine taşımıştır.

Zonguldak Mimarlar Odası olarak vurguluyoruz: Kamusal bir altyapı yatırımının yalnızca yapılmış olması, onun doğru, nitelikli ve kamusal sorumluluk taşıyan bir uygulama olduğu anlamına gelmez. Kamu adına alınan her karar, kamuya karşı hesap verme yükümlülüğü taşır.

TİP PROJE DAYATMASI: KENTTEN KOPUK VE KULLANICIDAN UZAK

Zonguldak’ta uygulanan üst geçit, Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından Türkiye’nin birçok noktasında tekrar edilen; yerin özgün koşullarını, topoğrafyayı, yaya alışkanlıklarını ve kentsel bağlamı dikkate almayan tip projelerin bir sonucudur


Karar süreçlerinde kamusal alanı kullanan yurttaşların gerçek ihtiyaçları yerine, olası kazalarda kusur sorumluluğunun idare üzerinde kalmaması amacıyla geliştirilen hukuki güvence refleksinin belirleyici olduğu görülmektedir. Oysa kamu yatırımları, idareyi korumak için değil; kamunun yaşamını kolaylaştırmak ve nitelikli hale getirmek için yapılır.

ERİŞİLEBİLİRLİK OLAMAYN BİR YAPI GÜVENLİ DE DEĞİLDİR

Üst geçitler; yaşlılar, engelliler, çocuklar, hamileler, bebek arabası kullananlar ve hareket kısıtlılığı olan bireyler için eşit, bağımsız ve güvenli erişim sağlamadığı sürece kamusal bir çözüm olamaz. Asansörsüz, dik merdivenli ve uzun geçişler, yayaları bu yapıları kullanmamaya zorlamakta; zeminden geçişi artırarak güvenlik iddiasını da geçersiz kılmaktadır.

Bugün ortaya çıkan tablo, üst geçidin teknik olarak var olmasına rağmen kentsel yaşamla bağ kuramayan, işlevsiz bir yapıya dönüştüğünü göstermektedir.

ESTETİK VE KENT KİMLİĞİ GÖZARDI EDİLEMEZ

Üst geçitler yalnızca teknik mühendislik yapıları değil; kentin siluetine, sokak ölçeğine ve kamusal mekân kalitesine doğrudan etki eden mimari unsurlardır. Çevresiyle ilişki kurmayan, insan ölçeğini yok sayan ve estetik kaygı taşımayan uygulamalar, Zonguldak’ın uzun yıllardır mücadele ettiği niteliksiz kentleşme anlayışının devamı niteliğindedir.

Kentler standart tip projelerle değil; yerine özgü, bağlama duyarlı ve kamusal değer üreten tasarımlarla gelişir.

SÜREÇ DIŞINA İTİLEN MESLEKİ VE BİLİMSEL AKIL

Bugün Zonguldak’ta karşı karşıya olduğumuz bu uygulama, mimarların, şehir plancılarının ve ilgili meslek disiplinlerinin karar alma, tasarım ve uygulama süreçlerinin dışında bırakılmasının doğal bir sonucudur. Teknik ve bilimsel bilgi dışlandığında, ortaya çıkan yapıların kullanıcıyı zorlaması ve kamu yararını zedelemesi kaçınılmazdır.

Bu tür durumlarda Mimarlar Odası’nın “sonradan eleştirdiği” yönünde bir algı yaratılmaktadır. Oysa kamu yararı, erişilebilirlik, estetik ve kentle uyum gibi ilkeler; en başta kamu kurumlarının gözetmesi gereken temel sorumluluklardır. Meslek odalarının sürece dahil edilmemesi, bizi olması gerekeni sonradan hatırlatan bir konuma zorlamaktadır. Keşke bu uyarılar, ortaya çıkan yanlış uygulamaları kamuoyu önünde tartışmak zorunda kalmadan önce dikkate alınabilseydi.

KENT HALKI GÖRÜYOR, YAŞIYOR VE SORUMLULUK TALEP EDİYOR

Bugün yapılan üst geçit, kent halkı tarafından her gün görülmekte, kullanılmakta ya da kullanılamamakta; yani bizzat deneyimlenmektedir. Yaşlıların merdivenleri çıkamadığı, engellilerin bu yapıları kullanamadığı, çocuklu ailelerin zorlandığı bu tablo; soyut projeler değil, kentlinin yaşamına doğrudan etki eden somut bir gerçektir.

Bu nedenle konu yalnızca teknik bir tartışma değil; kamusal kaynakların kim adına, nasıl ve hangi anlayışla kullanıldığının sorgulanmasıdır.

YETKİLİLERE AÇIK DAVET: SORUMLULUK VE HESAP VERME

Zonguldak’ta yaşayan yurttaşların ve sivil toplumun gözleri önünde ortaya çıkan bu sonuçlar karşısında, yetkili kurumların sessiz kalma ya da bu uygulamalarda ısrar etme lüksü yoktur. Kent yaşamını bu denli doğrudan etkileyen kararlar, kapalı kapılar ardında ve kullanıcıyı yok sayan bir anlayışla alınamaz.

Zonguldak Mimarlar Odası olarak; kent halkının açıkça gördüğü, yaşadığı ve yanlış bulduğu bu sonuçlar karşısında, yetkili tüm kurumları kamusal sorumluluklarını yerine getirmeye, bu kararların hesabını kamuoyuna vermeye ve bilimsel–mesleki aklı sürece dahil etmeye davet ediyoruz. Zonguldak’ın kamusal alanları sahipsiz değildir."

Kaynak: Bülten